Dil Bildirisi:
-Dil, anlamların sözcüklerle taşındığı, geçmişi geleceğe bağlayan bir iletişim
köprüsüdür.
-Erdemin başı dildir. (KM)
-El dili sözcükler- adlar; söyleme, yazma, anlama yanlışlarıyla karmaşa yaratıp
iletişim köprüsünü yıkar.
-Dil birliği duygu birliğidir. Duruluğu ekin (kültür) birliği, arılığı töre birliğidir.
-Dil işler, gelişir: Çağlar aşar, anayı kıza, kızı ocağa, ocağı soya bağlar.
-Dil anlam evrenidir: Tanımlayamazsan kavranamaz.
-Dil bilimdir: Gönüllere de yıldızlara da onunla gidilir.
-Dil ile birey oluş, okumak ile toplumsal yoğruluş arasında kökten ilinti vardır. İkisi
de bilinç ister. Bilinç dil kavraşmasıdır; çünkü düşünceler kavramların değişik
dizilişinden başka bir nen (şey) değildir...
Doğru diziliş nedir? KENDİN'DİR, KENDİN OL!
Sözün özü:
-İletişimde kopukluk; kişiler arasında yabancılaşmaya, birbirini öteleyerek
uzaklaşmaya, bağların kopmasına, ulusal birliğin ve dirliğin bozulmasına, mutsuzluk
ve kargaşaya neden olacaktır. Bu yüzdendir ki; Sömürgeci ve yayılmacı uluslar,
sömürgelerinin önce dilini yok etmeye çalışır, birliklerini bozar, gelişim süreçlerini
engellerler.
-Ulusal dilin gelişimini engelleme; ekini( kültürü) yozlaştıracak, sanatı bozacak,
toplumun ilerletici gücünü kemirecek, durdurup gerileterek bilim yapmasını da
engelleyecektir.
-Bilinçsiz, ortak benlik yoksunu toplumlar ulus olarak kalamazlar. Bireylerinde
özsaygı, özgüven eksikliği ile değersizlik duygusu olanlar başkalarına öykünürler,
özentiyle tapınırlar: Çünkü onları "Yerlilik" utandırır. Kolayca güdülür, gelecekleri
için atacakları adım için dışarıdan onay bekler duruma gelir, düşleri bile kilit altında
tutulur.
Ne yapmalı:
-Yerlilik gözden düşüyorsa, ürünler; yerli ürün adları aşağılanıyorsa, özünden
başkalaşmak yadırganmıyorsa doğru bilinci yaratmak için yapılması gereken
okuyan donanımlı birey, bilgi birikimli yurttaş yaratmaktır.
-Özentici, öykünücü değil öğrenici ve iş üretici olmak gerektir.
-Yaşamın her gününden sorumlu olduğunu bilenlerden, yaşadığı ortamdan sorumluluk
duyanlardan, başka birinin değil de doğrudan kendisinin suskunluğundan suçluluk
duyanlardan olmak gerektir. Çünkü yurttaş kişi, özgür bireysel bilinç ile toplumsal
yürek taşımak demektir.
-Bütün dillere saygımız var ve bir kaç dil bilmeyi varsıllık olarak görenlerdeniz; ama
dilleri birbirine bulamaç yapmaya karşıyız. Olabilse de herkes birden çok dil bilse
böylece; aydınlıklar, bilgelikler, erdemler tüm insanlığa yayılabilse, kimse kimsenin
güdümünde özünü yitirmese. Özgür, ergin yetişkinler, bilinçli bireyler, donanımlı
yurttaşlar olabilse. Geleceği tüm insanlık el ele kurabilse...
-Ortaklaşa anlayarak, dilimiz döndüğünce, usumuz erdiğince imeceye
katılmalı. Halaya durur gibi tüm toplumsal konulara karışmalıyız.
Yalnızca kendi günlerimizin kaygılarıyla değil yüzlerce yıl ötesinin
çocukları adına yaşamalı, dayanışmalı; işimizi, emeğimizi çağlar aşırmaya
adamalıyız.
-Evrensel olan dinlerin de, bilimin de kavramlarıdır, sözcükleri değil. Bu yüzdendir ki,
kavramların iyice anlaşılması için sözcüklerinin ana dilde olması büyük önem taşır.
-El dilinde eğitim, öğretim, bilim yaratmaz kofluk yaratır. Ezikliğin
burukluğunu gizlemeye uğraşan özentiler yaratır. Kavramların
anlaşılamaması ezberciliğe yöneltir. Ezberci eğitim temeli olmayan yapıya
benzer, üstüne bilgi koyup yükseltilemez, yeni açılımlar geliştirilemez.
Böylece kısır, sığ ve uçucu bilgilerle donanmış yeterlikli olmayan
kişiler türetilir.
Yavuların (düşman) istediği de budur. Kendine tapınan "kul'laşmışlar sömürgesi".
-DİLİNE EGEMEN OL, EGEMENİN OLMASIN!
Türkçesi Varken Topluluğu
www.turkcesivarken.com
Dipçe:
KM.............Kaşgarlı Mahmut
-Dil, anlamların sözcüklerle taşındığı, geçmişi geleceğe bağlayan bir iletişim
köprüsüdür.
-Erdemin başı dildir. (KM)
-El dili sözcükler- adlar; söyleme, yazma, anlama yanlışlarıyla karmaşa yaratıp
iletişim köprüsünü yıkar.
-Dil birliği duygu birliğidir. Duruluğu ekin (kültür) birliği, arılığı töre birliğidir.
-Dil işler, gelişir: Çağlar aşar, anayı kıza, kızı ocağa, ocağı soya bağlar.
-Dil anlam evrenidir: Tanımlayamazsan kavranamaz.
-Dil bilimdir: Gönüllere de yıldızlara da onunla gidilir.
-Dil ile birey oluş, okumak ile toplumsal yoğruluş arasında kökten ilinti vardır. İkisi
de bilinç ister. Bilinç dil kavraşmasıdır; çünkü düşünceler kavramların değişik
dizilişinden başka bir nen (şey) değildir...
Doğru diziliş nedir? KENDİN'DİR, KENDİN OL!
Sözün özü:
-İletişimde kopukluk; kişiler arasında yabancılaşmaya, birbirini öteleyerek
uzaklaşmaya, bağların kopmasına, ulusal birliğin ve dirliğin bozulmasına, mutsuzluk
ve kargaşaya neden olacaktır. Bu yüzdendir ki; Sömürgeci ve yayılmacı uluslar,
sömürgelerinin önce dilini yok etmeye çalışır, birliklerini bozar, gelişim süreçlerini
engellerler.
-Ulusal dilin gelişimini engelleme; ekini( kültürü) yozlaştıracak, sanatı bozacak,
toplumun ilerletici gücünü kemirecek, durdurup gerileterek bilim yapmasını da
engelleyecektir.
-Bilinçsiz, ortak benlik yoksunu toplumlar ulus olarak kalamazlar. Bireylerinde
özsaygı, özgüven eksikliği ile değersizlik duygusu olanlar başkalarına öykünürler,
özentiyle tapınırlar: Çünkü onları "Yerlilik" utandırır. Kolayca güdülür, gelecekleri
için atacakları adım için dışarıdan onay bekler duruma gelir, düşleri bile kilit altında
tutulur.
Ne yapmalı:
-Yerlilik gözden düşüyorsa, ürünler; yerli ürün adları aşağılanıyorsa, özünden
başkalaşmak yadırganmıyorsa doğru bilinci yaratmak için yapılması gereken
okuyan donanımlı birey, bilgi birikimli yurttaş yaratmaktır.
-Özentici, öykünücü değil öğrenici ve iş üretici olmak gerektir.
-Yaşamın her gününden sorumlu olduğunu bilenlerden, yaşadığı ortamdan sorumluluk
duyanlardan, başka birinin değil de doğrudan kendisinin suskunluğundan suçluluk
duyanlardan olmak gerektir. Çünkü yurttaş kişi, özgür bireysel bilinç ile toplumsal
yürek taşımak demektir.
-Bütün dillere saygımız var ve bir kaç dil bilmeyi varsıllık olarak görenlerdeniz; ama
dilleri birbirine bulamaç yapmaya karşıyız. Olabilse de herkes birden çok dil bilse
böylece; aydınlıklar, bilgelikler, erdemler tüm insanlığa yayılabilse, kimse kimsenin
güdümünde özünü yitirmese. Özgür, ergin yetişkinler, bilinçli bireyler, donanımlı
yurttaşlar olabilse. Geleceği tüm insanlık el ele kurabilse...
-Ortaklaşa anlayarak, dilimiz döndüğünce, usumuz erdiğince imeceye
katılmalı. Halaya durur gibi tüm toplumsal konulara karışmalıyız.
Yalnızca kendi günlerimizin kaygılarıyla değil yüzlerce yıl ötesinin
çocukları adına yaşamalı, dayanışmalı; işimizi, emeğimizi çağlar aşırmaya
adamalıyız.
-Evrensel olan dinlerin de, bilimin de kavramlarıdır, sözcükleri değil. Bu yüzdendir ki,
kavramların iyice anlaşılması için sözcüklerinin ana dilde olması büyük önem taşır.
-El dilinde eğitim, öğretim, bilim yaratmaz kofluk yaratır. Ezikliğin
burukluğunu gizlemeye uğraşan özentiler yaratır. Kavramların
anlaşılamaması ezberciliğe yöneltir. Ezberci eğitim temeli olmayan yapıya
benzer, üstüne bilgi koyup yükseltilemez, yeni açılımlar geliştirilemez.
Böylece kısır, sığ ve uçucu bilgilerle donanmış yeterlikli olmayan
kişiler türetilir.
Yavuların (düşman) istediği de budur. Kendine tapınan "kul'laşmışlar sömürgesi".
-DİLİNE EGEMEN OL, EGEMENİN OLMASIN!
Türkçesi Varken Topluluğu
www.turkcesivarken.com
Dipçe:
KM.............Kaşgarlı Mahmut