TANZİMAT DÖNEMİ (1839 –1876) :
- Tanzimat Fermanı (Gülhane-i Hatt-ı Hümayun) (1839) :
Boğazlar ve Mısır sorununda Avrupa devletlerinin desteğini almak ve azınlıklara imtiyaz verme baskılarına son vermek amacıyla Abdülmecid zamanında Dışişleri bakanı Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanmış ve Gülhane parkında okunmuştur. II. Mahmut döneminde başlayan batılı toplum oluşturma çalışmalarına hız vermiştir.
Osmanlı Devleti’nde bütün ıslahatlarda olduğu gibi Tanzimat Fermanı’nda da yenilik isteği halktan değil yönetici tabakadan gelmiştir. (Meşrutiyetler hariç). Tanzimat Fermanı ilk kez padişahın üzerinde bir kanun gücü olduğunu göstermiştir. (Bu yönüyle Magna Charta’ya benzer). Bir hukuk devleti olma yolunda önemli bir adımdır, anayasacılık hareketi başlamıştır.
Maddeleri :
¨ Halkın can, mal ve namus güvenliği sağlanacaktır.
¨ Askerlik, vatan hizmeti haline getirilmiş, askere alma ve terhis işlemleri belirli kurallara göre yapılacaktır.
¨ Vergiler, herkesin gelirine göre alınacaktır.
¨ Kanunlar herkese eşit uygulanacak ve mahkemeler açık olacak
¨ Herkese mal, mülk, edinme ve istediği gibi tasarruf hakkı sağlanacak.
¨ Rüşvet ve iltimas önlenecek.
Not-1 : Mülkiyet hakkı güvence altına alınmıştır.
Not-2 : Batılılaşma hareketi hızlanmıştır.
Tanzimat Dönemi Yenilikleri :
- Islahat Fermanı ilan edilmiştir (1856)
- İl genel meclisleri kurulmuştur.
- İltizam yolu ile aşar vergisi toplama usulü kaldırılmış, maliye bakanlığı tarafından toplanması kararlaştırılmıştır.
- Cizye miktarının belirlenmesi işi patrikhaneye verilmiştir.
- İlk kağıt para basılmıştır. (Kaime – 1844)
- İlk dış borç İngiltere’den alınmıştır. (Kırım Harbi esnasında – 1854)
- İlk demiryolu hattı kurulmuştur. (İzmir – Aydın hattı)
- İlk telgraf okulu açılmıştır.
- Eğitim bakanlığı kurulmuş, okullar ilk, orta, lise ve yüksekokul diye kısımlara ayrılmıştır.
- Öğretmen okulları ve mülkiye mektebi açılmıştır.
- Kız öğrenciler ilk kez okullara alındı.
- Şer’i kanunların yanında Avrupai tarz kanunlar yapılmış bu da hukukta ikilik ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
- Islahat Fermanı (1856) :
Kırım savaşı’nın sonunda 1856’da Paris’te toplanan barış konferansına sunulmuştur.
Not : Fermanın sunulmasındaki amaç Osmanlı Devleti üzerindeki baskıları azaltmak konferanstan olumlu sonuçlar almak ve iç işlerimize karışmalarını engellemek olmakla beraber Avrupa devletlerinin iç işlerimize müdahalesine daha fazla zemin hazırlamıştır.
Ferman daha çok hıristiyan azınlığa ve onların haklarını, ayrıcalıklarını genişletmeye yöneliktir.
Maddeleri :
- Din ve mezhep özgürlüğü sağlanacaktır.
- Okul, kilise, hastahane gibi binaların tamiri ve yeniden inşaası sağlanacaktır.
- Hıristiyan ve yahudi azınlığı küçük düşürücü sözler yasaklanmıştır.
- Hıristiyan azınlıklara devlet memurlarına ve çeşitli okullara girme imkanı verilmiştir.
- Mahkemelerin açık yapılması, herkesin kendi dinine göre yemin etmesi, hapishanelerin ıslahı ve kanunların azınlıkların diline çevrilmesi kararlaştırılmıştır.
- İşkence, dayak ve angarya kaldırılmıştır.
- Vergiler herkesin gelirine göre alınacak
- Azınlıklara bedelli askerlik getirildi.
- Hıristiyanlar da il genel meclisine üye olabilecekler
- Yabancılara da vergilerini vermek şartıyla mal mülk sahibi olma imkanı verilmiştir.
- Azınlıklara da banka, şirket, okul açma imkanı verilmiştir.
Not : Müslüman halka bir ayrıcalık getirmezken gayr-ı müslim halkın hakları daha da genişletilmiştir.
I. MEŞRUTİYET DÖNEMİ (1876)
Balkan bunalımını görüşmek üzere İstanbul Konferansı toplandığı esnada Avrupa devletlerinin iç işlerimize karışmasını engellemek için 23 Aralık 1876’da Osmanlıcılık fikrini savunan Jön Türklerin gayretleriyle Kanun-i Esasi ilan edilerek Meşrutiyet dönemi başlamıştır. Meclisi Ayan ve Mebusan olmak üzere iki tane meclis açılmıştır. Ayanlar meclisi üyeleri padişah tarafından seçilir ve ölene kadar üye kalırlar. Meclis-i Mebusan üyeleri 50.000 kişide 1 olmak üzere halk tarafından seçilir. Anayasaya göre yürütmeden padişah ve hükümet, yasamadan meclis sorumludur. Fakat son söz padişahındır. Hükümet padişaha karşı sorumludur. Padişahın meclisi açma kapatma yetkisi vardır.
Not-1 : Halk padişahın yanında ilk kez yönetime katılmıştır.
Not-2 : 93 harbini bahane eden II. Abdülhamit meclisi fethetmiştir.
Not-3 : 1881’de dış borçlarımızla ilgili Duyun-ı Umumiye (dış borçlar genel idaresi) kurulmuştur.
II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ (1908)
İttihat ve Terakkiciler’in baskıları sonucu II. Abdülhamit 1908 Reval Görüşmeleri sırasında meşrutiyeti yeniden ilan etmiştir. Türkçülük fikri devlet üzerinde etkili olmaya başlamıştır.
Not : II. Meşrutiyet ile yönetimi fiilen ele geçiren İttihat ve Terakkiciler 1913 Bab-ı Ali baskını ile iktidarı resmen ele geçirmişlerdir. (23 Ocak 1913)
Bir takım yeniliklerle yürürlüğe giren Anayasaya göre padişahın meclisi açma, kapatma yetkisi sınırlandırılmış, hükümet meclise karşı sorumlu hale gelmiş, devlet kademelerine gelebilmek için müslüman olma şartı kaldırılmıştır.
¨ 31 Mart Vak’ası (13 Nisan 1909)
İttihat ve Terakki yönetiminden memnun olmayanlar ve muhalifler isyan etmişler, Selanik’
te oluşturulan Mahmut Şevket Paşa komutasındaki hareket ordusu gelerek isyanı bastırmıştır.
Not-1 : Rejimi değiştirmeye yönelik ilk isyan hareketidir.
Not-2 : II. Abdulhamit isyanla alakalı görülerek meclis kararıyla tahttan indirilmiştir.
Not-3 : Mustafa Kemal bu orduda Kurmay Yüzbaşı olarak görev yapmıştır.
Not-4 : Bu dönemde kız öğrenciler için yüksekokul açıldı.
OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ
DEVLET YÖNETİMİ :
Padişah :
Osmanlı kültür ve uygarlığı Anadolu Selçuklu Devleti’nin bir devamıdır. En önemli farkı merkezi yönetiminin kuvvetli olmasıdır. Yönetimin başında padişah vardır. Ülkenin mutlak hakimidir. İslami kanunlar ve töre haricinde sınırsız yetkilere sahiptir.
Şehzade : Hanedanın erkek üyelerine verilen addır. Fatih’ten itibaren eyaletlere vali olarak gönderilmiştir. I. Ahmet zamanında ekber ve erşed usülü getirilmiş ve sancağa çıkma yasaklanmıştır.
Divan-ı Hümayun :
Devlet işlerinin ve önemli davaların karara bağlandığı yönetimde etkili bir organdır. Bakanlar kurulundan en büyük farkı mahkeme özelliği göstermesidir. Fatih’e kadar padişahlar, Fatih’ten sonra sadrazamlar başkanlık yapmışlardır. Son söz padişahındır. Zamanla önemini kaybetmiş, II. Mahmut zamanında ortadan kaldırılarak nazırlıklar kurulmuştur. Ayrıca, İkindi, Çarşamba, Cuma ve Ayak divanları da vardır. Divan görüşmelerine katılan üyeler :
Vezir-i Azam : Padişahtan sonra en büyük devlet memurudur. Padişahın mührünü taşır. Fatih’ten itibaren devşirme sadrazamlar devlet yönetiminde etkilidir.
Kubbealtı Vezirleri : Sayıları 7’ye kadar çıkmıştır. Vezir-i Azam’ın yardımcılarıdır. Bugünkü devlet bakanlarına benzerler.
Kazasker : Yüksek askeri davalara bakar. Anadolu ve Rumeli olmak üzere iki tanedir. Ayrıca müderrislerin ve kadıların atamalarını gerçekleştirir.
Defterdar : Maliyeden sorunlu kişidir. Gelir, gider defterlerini tutar. Padişah malının vekilidir.
Nişancı : Padişah fermanını, tuğrasını çeken, feth edilen yerlerin kaydedilmesi, dirliklerin dağıtılması ve tapu kadastro işlerinden sorumludur.
Şeyh’ül-İslam (Müftü) : Yükselme döneminde divan üyesi olmuştur. Devlet işlerinin dine uygun olup olmadığı konusunda fetva verir.
Reis’ül-Küttap : Dış işlerinden sorumlu kişidir. Divan’a 17. Yüzyılda katılmıştır.
Kaptan-ı Derya : Donanma ile ilgili konularda divana karşı sorumludur.
Yeniçeri Ağası : Vezir rütbesinde olan Yeniçeri ağaları divana katılırdı. İstanbul’un korunmasından sorumludur.
ÜLKE YÖNETİMİ :
Merkez Teşkilatı (İstanbul, Dersaadet, Pa-i taht, Asitane) :
¨ Yeniçeri Ağası (Asayiş işleri)
¨ Şehremini (Belediye işleri)
¨ Taht kadısı (Adalet işleri)
¨ Muhtesip Ağa (Maliye işleri)
Taşra Teşkilatı (İstanbul dışı) :
İdari Birim Yöneticisi Güvenlik Sorumlusu Adalet ileri
Eyalet : Beylerbeyi Subaşı Kadı
Sancak : Sancakbeyi(Mirliva) Subaşı Kadı
Kaza : Kadı Subaşı Kadı
Nahiye : Kadı naibi Subaşı Kadı naibi
Köy (Karye) : Tımarbeyi, muhtar Yiğitbaşı Kadı naibi
EYALETLER
- Merkeze Bağlı Eyaletler (Salyanesiz-Yıllıksız) : Toprakları dirliklere dağıtılan Anadolu, Rumeli gibi eyaletler.
- Özel Yönetimi Olan Eyaletler (Salyaneli-Yıllıklı) : Vergileri iltizam usulüne göre toplanan merkezden yöneticisi gönderilip, maaşı verilen eyaletler. Mısır ve Garp ocakları gibi.
- Bağlı Beylikler : İç işlerinde serbest, dış işlerinde merkeze bağlı, yıllık vergi gönderen, yöneticileri kendi içlerinden seçilen eyaletler. Kırım, Erdel, Eflak gibi.
TOPRAK YÖNETİMİ :
- Mülk Topraklar : Mülkiyeti şahsa ait olan topraklardır. Sahibi müslüman olan ve öşür vergisi alınan topraklara “öşriyye”, sahibi gayr-i müslüm olan ve haraç vergisi alınan topraklara “haraciyye” denir.
- Vakıf Topraklar : Geliri sosyal hizmetlere ayrılan topraklara denir.
- Miri Topraklar : Mülkiyeti devlete ait olan topraklardır.
¨ Has : Geliri 100.000 akçeden fazla olan topraklardır.
¨ Zeamet : Geliri 100.000-20.000 arasında olan topraklardır.
¨ Tımar : Bu da; Eşkinci Tımarı, Hizmet Tımarı, Mustahfaz Tımarı olarak 3’e ayrılır. Geliri 20.000 akçeden az olan topraklardır.
- Yurtluk : Geliri sınır boylarını bekleyen askerlere verilir.
- Ocaklık : Geliri kale muhafızları ve tersane giderlerine ayrılır.
- Mukataa : Geliri doğrudan hazineye aktarılır.
- Paşmaklık : Geliri padişahın ailesine ayrılır.
- Malikane : Kahramanlık ve büyük yararlılık gösterenlere hediye edilen topraklardır.
- Metruk : Otlak, mera, çayır gibi tarıma kapalı, halkın ortaklaşa kullandığı topraklardır.
ORDU YÖNETİMİ :
- Kapıkulu Askerleri : Devşirme sistemine göre oluşturulan, İstanbul’da veya bazı kalelerde bulunan askerlerdir. Üç aydan üç aya “Ulufe” adı verilen maaş alırlar.
¨ Kapıkulu Piyadeleri : Acemi oğlanlar ocağı, Yeniçeri ocağı, Topçular, Toparabacılar, Humbaracılar, Lağımcılar, Cebeciler, Sakalar.
¨ Kapıkulu Süvarileri : Sipahi, Silahtar, Sağ ulufeciler, Sağ garipler, Sol garipler
- Eyalet Askerleri (Tımarlı Sipahiler) : Dirlik sistemine göre Türk gençlerinden kurulu, ordunun temelini oluşturan askerlerdir.
- Yardımcı Kuvvetler : Bağlı beyliklerden gelenler, Gönüllüler, Deliler, Yörükler, Sakalar, Azaplar, Akıncılar, Derbentler, Kale muhafızları, Turnacılar.
DONANMA : Orhan Gazi zamanında ilk donanma, I. Bayezit devrinde ilk tersane kurulmuştur. Kanuni devrinde ise zirveye ulaşmıştır. (16. Y.y.’da)
MALİYE : Defterdarın sorumluluğundadır.
Devletin Gelirleri :
¨ Vergiler :
Şeri Vergi : Öşür, haraç, cizye.
Örfi Vergi : Resm-i Bennak (evlilerden), Resm-i Mücerred (Bekar erkeklerden), Resm-i Arus (evlenen erkeklerden), Çiftbozan(3 yıl toprağını ekmeyenden), Resm-i Çift(Müslüman çiftçilerden), Resm-i İşpenç(Gayri müslüm çiftçilerden), Avarız (olağanüstü hallerde)...
¨ Diğer Gelirler:
- Ganimetlerin 1/5’i
- Orman, tuzla, maden gelirleri
- Gümrük gelirleri
- Bağlı beylik ve devletlerden gönderilen vergi ve hediyeler
- Müsadere sisteminden elde edilen gelirler
- Mağlup devletlerden alınan savaş tazminatları
MİMARİ :
Osmanlılarda mimari çok gelişmiştir. Hıristiyan mimarisini geçebilecek düzeye ulaşmıştır. Klasik Osmanlı mimari tarzı Fatih devrinde ortaya çıkmıştır. Mimar Sinan bu konuda deha ve zirvede bir isimdir. Çıraklık eseri – Şehzadebaşı Camii, Kalfalık eseri – Süleymaniye Camii, Ustalık eseri Selimiye Camii’dir.
SANAT :
Dinen yasak olduğu için resim ve heykelcilik fazla gelişmemiştir. Fakat minyatür, hat, tezhip, oymacılık, kakmacılık, nakkaşlık vs. çok gelişmiştir.
EĞİTİM-ÖĞRETİM :
Orhan Gazi zamanında İznik’te ilk medrese kurulmuştur. Fakat Yükselme Dönemi’nde Osmanlı medreseleri büyük bir gelişme göstermiştir. Fatih’in Sahn-ı Seman, Kanuni’nin Süleymaniye medreseleri çok önemlidir. İstanbul bir bilim ve kültür merkezi durumuna getirilmiştir. Ayrıca Enderun’da çok zeki çocuklar yönetici olarak yetiştirilmişlerdir. Osmanlılar’ın son zamanlarında Avrupa tarzında okulların açılmasıyla eğitimde ikilik ortaya çıkmıştır.